Önemli bir inşaat firmasında şantiye şefliği yaparken işten ayrılıp kendi işini kurmaya karar veren Faysal Sayılgan’a babası önce tepki göstermiş. Yıllar sonra Faysal Sayılgan babasının ve ailenin gururu olmuş
Çevre düzenlemesi, inşaat takip, taahhüt ve nakliye işlerinde Konya’da önemli firmalar arasında yerini alan Sayılgan İnşaat’ı Faysal Sayılgan’la konuştuk. Faysal Sayılgan, borç para ile aldığı kompaktör makinesi ile başladığı bu işi nasıl büyüttüğünü, üniversite eğitimi için verdiği mücadeleyi ve en önemlisi de mini bir müzeye dönüştürdüğü ofisinin hikayesini anlattı.
İnşaat sektöründe çalışmaya başlamanız nasıl oldu?
Ben Endüstri Meslek Lisesi mezunuyum. Hep mimar olmak istiyordum. Ama 2 yıllık inşaat teknikerliğini kazandım. Çünkü dershaneye bile gitmemiştim. Meslek Lisesi’nden sonra 2 yıllık okul kazanmak bile o şartlarda benim için başarı sayılırdı. Hedefim de o bölümden 4 yıllık bölüme geçmekti. Ama babamın karşı çıkması üzerine gidemedim. Sonra da bir inşaat firmasına giderek iş başvurusunda bulundum. İşe başladım. Başladığım o işte 14 yıl çalıştım. Son olarak şantiye şefliği yapıyorken de kendi işimi kurmak üzere oradan ayrıldım.
Bu ayrılış Sayılgan İnşaat’ı kurmak üzere gerçekleşen bir ayrılık mıydı?
Ben kendi işimi kurmak istiyordum. Hatta o dönem mevcut işimden ayrılırken babamın pek gönlü olmamıştı. “Düzgün bir işin var. Bu işte devam et” diyordu. Ama ben kararımı çoktan vermiştim. Hatta işten ayrılırken aldığım tazminatımın 800 dolarını kenara ayırdım. Eşimin bileziklerini sattık ve inşaat sezonu başlayıncaya kadar idare ettik. Sezonun açılmasıyla birlikte de Ankara’dan 800 doları verip üstüne 400 dolar da borçlanıp bir kopaktör makinesi aldım. İşim için ilk adımı atmış oldum. Bunun yanında 4 el arabası, 4 kürekle işe koyuldum.
Sermayesiz, zor koşullarda gerçekleşen bir başlangıç. Bunu geliştirmeyi nasıl başardınız?
İnşaat sektörünü çok iyi öğrenmiştim. Önceki çalıştığım işyerimin bana çok büyük katkısı olmuştu. Bu birikimimle işleri yoluna koymak da zor olmadı. Ama yeri geldi işçilerle birlikte çalıştım, yeri geldi malzeme taşıdım. Her geçen gün makine parkımız genişledi. El arabalarının yerini modern makinalar aldı. Ekibimiz büyüdü.
İşler büyüse de üniversite eğitimi konusunda çabanız bitmemiş galiba?
Çabam elbette bitmedi. İnşaat firmasında çalışırken kuzenim Azerbaycan’da öğrenim görüyordu. Benim de orada mimarlık eğitimi alabileceğimi söyledi. 5 yıllık eğitim ücretimi hazırladım. Valizimi hazırladım, biletimi aldım ama o da kısmet olmadı. Yıllar sonra ise İnşaat mühendisliği eğitimimi Kıbrıs’ta özel bir üniversitede tamamladım. 2007 yılıydı. Sonuçta diploma benim iş hayatım için de önemliydi ve bunu başarmış oldum.
İnşaat sektörünün bu kolunda çalışan firma sayısı az. Bu sizin için bir avantaj mı?
Bizim gibi çalışan firma sayısı Konya’da bir elin parmakları kadar az. Bu elbette avantaj. Biz anahtar teslim iş yapıyoruz. Zeminden alıp profesyonelce tamamlayarak teslim ediyoruz. Çevre düzenlemesi işinde iş sahibi ne malzeme konusunu, ne araç konusunu düşünüyor. Biz tüm ekip ve makinemizle hizmeti veriyoruz. Bu da hem kolaylık sağlıyor hem de zaman kaybını önlüyor.
Ofisinizdeki koleksiyonunuzu nasıl oluşturdunuz?
Ofisimde genellikle gittiğim farklı bölgelerden aldığım eşyalar mevcut. Şirketi ilk kurduğumdan beri yavaş yavaş oluşturduğum koleksiyonum oldukça zenginleşti. Bunlar arasında Gana’dan aldığım gaz lambası, Polonya’dan aldığım eski bir daktilodan tutun da 2. Dünya savaşında kullanılan bir telefon, kılıç gibi eşyalar var. Çoğunun bir hikayesi var. Zaman zaman da bu merakımın olduğunu bilen arkadaşlarım koleksiyonuma katkıda bulunuyorlar. Her birini nereden aldığımı, hikayesini hatırlıyorum. Keyif alıyorum. Bunlar arasında arabaların da önemli bir yeri var.
Askon’daki çalışmalarınızdan da bahseder misiniz?
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (Askon)’da yönetim kurulu üyesiyim. Burası bizim için hizmet etme aracı. Konya ve Türk Sanayisi için, sanayicisi için neler yapabiliriz sorusuna yanıt arıyoruz. Çalışmalarımız bu yönde. Üzerinde çalıştığımız bir proje var ki, bu projenin hayata geçmesiyle birlikte sanayicimize ihracat alanında önemli bir hizmet vereceğimize inanıyoruz. Burada ortak akılla, ortak hareket etmek çok önemli ve biz de böyle yapıyoruz. Gücümüzü birleştirerek sanayimizi daha iyi noktalara taşımayı hedefliyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz var mı?
Çalışmalarımızda Konya için en güzelini yapmaya çalışıyoruz. Tekbaş A.Ş.’nin bayisiyiz. Bize verdiği destekten dolayı bu firmaya, Adil ve Ahmet Tekbaş’a teşekkür ediyoruz. (Çiğdem Kurut)